Birçok kişi İngilizce öğrenmek istediğinde zorluklarla karşılaşabilir. Türkçe ve İngilizce arasındaki dil farklılıkları size İngilizcenin zor bir dil olduğunu düşündürebilir.
Bu iki dil arasında çok fazla farklılık vardır. Başta dil ailesi olmak üzere cümle yapısına kadar birçok konuda birbirinden ayrılırlar. Birbirinden ayrıldıkları bu yönler de ana dili Türkçe olanların İngilizce öğrenirken zorlanmasına sebep olur.
İngilizce öğrenirken ana diliniz olan Türkçeyi unutmanız gerekiyor. Eğer hedefiniz İngilizce öğrenmekse tamamen bir İngiliz gibi düşünmeniz sizi başarılı kılar. Çünkü İngilizce ve Türkçe birbirine benzemeyen dillerdir. Eğer İngilizce öğrenirken Türkçedeki kurallara göre algılamaya çalışırsanız muhtemelen başarısız olursunuz.
Türkçe ve İngilizce Arasındaki Dil Farklılıkları Nelerdir?
1. Dil Ailesi
Bu iki dil arasındaki farklılığın kökeni dil ailelerine dayanır. İkisi de farklı dil ailelerine sahiptir. Türkçe; Ural-Altay dil ailesindedir. Ural-Altay dil ailesinin genel özelliği eklemeli dilden oluşmasıdır. İngilizce ise Batı Cermen ailesine aittir ve kelimeler eril-dişil olarak ayrılır.
2. Öğe Sıralaması
Türkçe ve İngilizceyi birbirinden ayıran en temel özellik cümle yapılarıdır. Eğer İngilizce öğrenme konusunda zorlanıyorsanız muhtemelen kaynağı budur. Türkçede cümleler; özne-nesne- yüklem olarak sıralanıyorken; İngilizcede özne-fiil-nesne olarak sıralanır. Birbirine zıt olan bu öğe dizilimi İngilizce öğrenen sizlerin kafasını karıştırır. Fakat İngilizcedeki bu kalıbın mantığını kavradığınız takdirde cümle kurmak sizin için kolay bir hale gelecektir. Kolay hale gelmesi de İngilizceyi hedeflediğiniz gibi öğrenmenize yarar. Dilerseniz bu iki dilin cümle kalıplarını örnekle inceleyelim.
Türkçe: Ben pizza seviyorum. – Özne-nesne-yüklem
İngilizce: I like pizza. (Ben pizza seviyorum.) – Özne-yüklem-nesne
Dediğimiz gibi eğer ki İngilizcede öğe dizimini doğru kavrarsanız, bu dil size kolay gelmeye başlar. Türkçe ve İngilizce arasındaki dil farklılıkları öğe sıralamasını da içerir.
3. Cümlede Özne Kullanımı
Türkçede öğe sıralaması özne- nesne- yüklem şeklinde demiştik. Böyle olmasına karşın çoğunlukla cümlelerde özne kullanmayız. Yani şu şekilde; eğer birinden bahsediyorsak illa ‘o’ diye belirtmeyiz. Zaten kurduğumuz cümlede başka bir kişiden bahsettiğimiz bellidir. Buna ek olarak kendimizden bahsediyorsak da yine aynı şekilde ‘ben’ diye belirtmemize gerek yoktur. Buna örnek olarak;
- Her sabah uyandığımda duş alırım.
Cümlesi gösterilebilir. Fakat İngilizcede bu böyle değildir. İngilizcede daima özne kullanmak zorundasınız. Çünkü yüklemleri özneye göre belirlersiniz. Örneğin;
- I take a shower when I wake up. (Uyandığımda duş alırım.)
- She takes a shower when she wakes (O uyandığında duş alır.)
Türkçe ve İngilizce arasındaki dil farklılıkları bu örnekler ile daha kolay anlaşılır. Türkçe yazılan ilk cümlede özne ‘ben’ olmasına rağmen cümlede buna rastlanmaz. Fakat İngilizce iki cümlede de özne vardır. Hatta eğer dikkat ettiyseniz birinde ‘-s’ koyu renklidir. Bunun sebebi yüklemin, özneye göre ek almasıdır.
4. Yüklemin Ek Alması
Konu yüklemin ek almasına gelmişken gelin birlikte inceleyelim. Türkçede yüklemler sondan ek alırken İngilizcede durum böyle değildir. Bundan dolayı Türkçe sondan eklemeli bir dil olarak geçer. Bu açıklamaya aşağıdaki cümleler örnektir.
- Yarın pikniğe gideceğiz.
- We will go to picnic tomorrow. (Yarın pikniğe gideceğiz.)
5. Telaffuz
Kelimelerin telaffuzu Türkçe ve İngilizce arasındaki dil farklılıkları içinde en belirgin olanlardan biridir. Çünkü Türkçede kelimeler yazıldığı gibi okunur. Bazı istisnai durumlar vardır. Fakat Türkçede kelimede bulunan her harf okunur. İngilizcede durum böyle değildir. Bir kelime birçok harf barındırır fakat bunların sadece birkaçı okunur. Bunun sebeplerinden biri de harflerin yan yana gelmesiyle başka seslerin ortaya çıkmasıdır. Aşağıdaki kelimeler bu açıklamamıza örnektir;
- Knowledge (nalıç)
- Handsome (handsım)
- Schedule (sikecul)
İngilizcedeki bu kurallar nedeniyle kelimeleri telaffuz etmede zorluk yaşıyorsunuz. Fakat harflerin okunuşunu bilirseniz bu problem ortadan kalkar. Hatta harflerin yan yana geldiğinde hangi sesleri çıkardığını bilmeniz de sizin işinize yarayacaktır. Bu şekilde tüm kelimelere hâkim olursunuz.
6. Sayılabilirlik/ Sayılamazlık
Türkçede böyle bir ifade olmadığından İngilizce öğrenirken bu durumun mantığını kavramada zorluk yaşama ihtimaliniz vardır. Peki, bu iki kavram nedir?
Türkçede bu iki kavram en basit şekliyle şöyledir: İngilizler maddelere sayı kavramını da vermişlerdir. Onlar için tüm nesneler sayılabilir ve sayılamaz olarak ikiye ayrılır. Genelde tek tek sayamadıkları nesneleri sayılamaz kategorisine koyarlar. Örneğin onlar için su, para ve bilgi sayılamaz kategorisi içindedir. ‘Para nasıl sayılamaz?’ dediğinizi duyar gibiyiz. Dil öğrenirken Türkçe düşünmemeniz gerektiği gibi pek de fazla mantık yürütmemeniz gerekir. Türkçe ve İngilizce arasındaki dil farklılıkları böyledir.
7. Zaman Kavramı
Türkçede çok fazla zaman kavramı yoktur. Biz genelde geçmiş zaman, gelecek zaman ve şimdiki zamanı kullanırız. Fakat İngilizcede 12 farklı zaman vardır. Bunların içinde; geçmişten günümüze devam eden, gelecekte yapıyor olacağını ifade eden gibi bir takım zaman kavramları vardır. Bundan dolayı İngilizce öğrenen çoğu kişi cümle kurarken hangi zaman kalıbını kullanması gerektiğine karar veremez. Bu da kişileri İngilizce öğretmekten soğutur. Halbuki 12 zaman kavramı olmasına rağmen bunların akılda kalması kolaydır.
8. Cümle Uzunluğu
Türkçe ve İngilizce arasındaki dil farklılıkları arasında cümle uzunluğu da vardır. Cümle uzunluğundan kastettiğimiz nedir? Şöyle ki; Türkçe uzun cümle sever. Cümlelerin sürekli birbiriyle bağlantılı olmasını ister. Örnek vermek gerekirse; Türkçede ‘Ben senin, benim babamın arkadaşı olduğunu biliyorum.’ deriz. Fakat İngilizcede böyle değildir. İngilizce kısa cümle sever. Net ifadeler olsun ister. Mantığını kavramak için aynı cümleyi Türkçe örnek verelim. İngilizce için mantık şu şekildedir: ‘Seni tanıyorum. Sen babamın arkadaşısın.’
Yazımızda size Türkçe ve İngilizce arasındaki dil farklılıkları konusundan bahsettik. İkisi de birbirinden farklı olan bu dilleri öğrenirken kendi ana dilinizi bilmiyormuş gibi davranmak en iyisidir. Bu şekilde yeni bir dili daha kolay öğrenirsiniz.